Fen Bilimleri Eğitim Kurumları’nın kurucusu Nazmi Arıkan ile şoförü Şerif Eker’i öldürdüğü münasebeti ile tutuklu yargılanan Tokatspor Başkanı Ufuk Akçekaya iki sefer ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası istendi.
Fen Bilimleri Eğitim Kurumları kurucusu evli ve 2 çocuk babası Nazmi Arıkan, sürücüsü Şerif Eker ile bayram tatili için Gelibolu’nun Karainebeyli köyünde küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılan çiftliğine geldi. Çiftlik çalışanları, 13 Temmuz günü öğlen saatlerine kadar Arıkan ve Eker’i göremeyince şüphelendi. Telefonla da ulaşılamayınca denetim için çiftlik konutuna giren çalışanlar, Arıkan ile Eker’i kanlar içerisinde buldu. İhbarla çiftliğe jandarma ve sıhhat grupları sevk edildi. Sıhhat takımları, Arıkan ve Eker’in çok sayıda bıçak darbesiyle öldürüldüğünü belirledi. Yapılan otopsinin akabinde cenazeler, 15 Temmuz’da İstanbul’da toprağa verildi.
Başlatılan soruşturma kapsamında ikili cinayetin şüphelisinin Tokatspor Kulüp Lideri Ufuk Akçekaya olduğu belirlendi. İstanbul’da yakalanan Akçekaya, gözaltına alındı. Akçekaya’nın gözaltına alınmadan evvel toplumsal medya hesabından canlı yayın yaparak, Nazmi Arıkan ile ortalarında geçen yıl yaşanan olayları anlattığı tespit edildi. Jandarmadaki süreçlerin akabinde adliyeye sevk edilen Akçekaya, tabirinde Nazmi Arıkan ile sürücüsü Şerif Eker’i kendisinin öldürmediğini, çiftlik meskenine ise alacağı olduğunu öne sürdüğü parayı almaya gittiğini söyledi. Akçekaya tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Nazmi Arıkan ve sürücüsü Şerif Eker’in öldürüldüğü cinayetle ilgili soruşturma tamamlanıp, iddianame hazırlandı. İddianamede, 11 Temmuz’da A.K.’nin kullandığı taksiyle çiftliğe giden Akçekaya’nın araçtan inmeyerek Gelibolu Otogarı’na gittiği ve buradan İstanbul’a geldiği belirtildi. Bir gün sonra Akçekaya’nın Eceabat’a geldiği, tekrar tıpkı taksiyle çiftliğe gittiği, fakat çiftliğe yaklaşık 3 kilometre uzaklıkta indiği tabir edildi. Sanığın burada ayçiçeği tarlalarından geçip çiftliğe geldiği iddianamede yer aldı. Ufuk Akçekaya’nın çiftlikteki konukların gitmesini beklediği, akabinde da kapısı kilitli olmayan art balkon kapısından içeriye girip Arıkan’ın yanına geldiği, bu sırada Arıkan’ın telefonla Şerif Eker’den yardım istediği belirtildi. Akçekaya’nın bıçak darbeleriyle Nazmi Arıkan’ı öldürdüğü, yardım için gelen Eker’i de sırtından çok sefer bıçakladığına vurgu yapıldı.
HTS kayıtlarına nazaran olay 14 dakika 12 saniye sürmüş
Arıkan’da 47 bıçak, sürücüsü Eker’de 66 kesici ve delici alet yarası
İddianamede Nazmi Arıkan’da 12’si öldürücü 47, sürücüsü Şerif Eker’de ise 27’si öldürücü 66 kesici ve delici alet yarası bulunduğu belirtilip, vefatın iç organ harabiyeti nedeniyle gelişen iç kanamadan kaynaklandığı kaydedildi.
Kimya fakültesi mezunu biri ateşi söndürmek için rakı dökmez
İddianamede, Ufuk Akçekaya’nın savcılıktaki savunmasında “Şerif’in nefes alamadığını düşünerek onu sırt üzeri yatırdım. Odada gaz kokusu olduğunu ve ortada da yanmakta olan evraklar bulunduğu için direkt fırına gittim ve kapağını kapatıp ve gaz düğmelerini kapatmak için çevirdim. Daha sonra kapanıp, kapanmadığını anlamak için fırın kapağını tekrar açtım. Ortada yanmakta bulunan ateşi söndürmek için dolapta bulunan bir sıvıyı aldım. Söndürmek için ateşe döktüm. Ateş ne söndü ne harlandı. O sırada üzerinde rakı yazdığını fark edince bıraktım. Rakıyı aldığım mutfakta yerdeki 19 litrelik damacanayı ve duvardaki iki musluğunu görmedim. Bu nedenle dolabı açarak bir sıvı alma gereksinimi duydum” sözleri üzerine sanığın kimya fakültesi mezunu olduğu da dikkate alındığında ateşin üzerine döktüğü rakının yangın başlatıcı özelliğini bilmediğinin düşünülmesinin mümkün görünmediğinin altı çizildi.Bunun yanı sıra yangın söndürülmesi için konutun salonla birleşik olan mutfak kısmında 19 litrelik damacana içerisinde su bulunduğu, ayrıyeten mutfak kısmındaki çeşmelerin akar durumda olduğu ve istenildiğinde su dökmeye yarayacak çeşitli kapların göz önünde bulunduğu belirtildi. Sanığın, ateş üzerine rakı dökerek yanan ateşi hızlandırmayı ve fırını açık halde bırakıp gaz ocağının düğmelerini açmak suretiyle konutu yakmayı amaçladığına da vurgu yapıldı. Akçekaya’nın çiftlikte iki yaralıyı görmüş olduğunu beyan etmesine karşın rastgele bir kolluk ünitesine ihbarda bulunmaması, paniğe kapılıp olay yerinden uzaklaşmamasına dikkat çekilip; tersine cürüm mahalline gidip, birden fazla harekette bulunduğunun altı çizildi. Sanığın verdiği tabirin cürümden kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirildi.
Arıkan’ın aracından alınan numuneler uyumlu
Akçekaya’nın, Şerif Eker’i öldürmesinin akabinde konutta öteki biri olup olmadığını denetim etmek niyetiyle odaları dolaştığı, bu sırada üzerine bulaşan Eker’in kanının nevresim grubuna bulaştığına da iddianamede dikkat çekildi. Akçekaya’nın, meskende öbür kimsenin olmadığından emin olduktan sonra Nazmi Arıkan’ın aracıyla kaçmak istediği, anahtarın araç üzerinde olmadığını fark etmesi üzerine yaya olarak arazi üzerinden olay yerinden ayrıldığı da belirtildi. Araçtan alınan numunelerin de Akçekaya’nın DNA’sıyla uyumlu olduğu belirlendi. Bunun üzerine sanığın çiftlik konutundan yürüyerek kaçtığının saptandığı söz edildi.İddianamede Akçekaya’nın tabirlerine de yer verildi. Arıkan’ın 2015 yılından beri tanıdığını belirten Akçekaya, “Aramızda ticari bağlantı mevcuttu. Arıkan’ın isim sahibi olduğu eğitim kurumlarının isim hakkını 10 yıl müddetle almıştım. Muahedenin üçüncü yılının sonunda mutabakata karşıt formda benim ismimi berbat formda reklam ederek muahedeyi sona erdirdi. Bu süreçten sonra benim ticari bağlantılarımla ilgili büyük bir kaos meydana geldi. Veliler ve başka alacaklılar tarafından çok fazla sıkıştırıldım, fiyat iadesi ve iptaller gerçekleşti. Bu kaos sonucunda prestiji olarak maddi manevi ziyan gördüm” dedi.
Ufuk Akçekaya, Arıkan’dan 5 milyon dolar, Beykent Kolejleri’nden ise 8 milyon 800 bin dolar alacağı olduğunu belirtip, “F.C. beni 10 Temmuz ünü toplumsal medya üzerinden arayarak Nazmi Arıkan’ın Gelibolu’daki çiftliğinde bana 10 milyon dolar bedelinde altın ve nakit para vereceğini, Nazmi’nin beni beklediğini, bayramın üçüncü günü olan 11 Temmuz günü yanına gitmemi söyledi. Bu tarihten 10 gün kadar evvel F.C. beni arayıp bu bahis ile ilgili muahede sağlanabileceğini, kendisinin Nazmi ile görüşeceğini söylemişti. Ben bunun üzerine Beykent’te yetkili olan F.G. ile irtibat kurdum. Kendisi de bana bu durumu teyit ederek sana denilen biçimde hareket et parayı Nazmi’den alacaksın, biz de ödeme yapacağız dedi. F.C.’yi katıldığımız ortak toplantılarda tanımıştım. Bundan iki sene evvel kendisi ile ortaklaşa biçimde borsaya şirketlerin arzı işiyle uğraştık, 2015 yılından beri tanırım. Sonrasında F.C.’nin benim bilgim dışında hareket ederek bu şirketlere mali danışmanlık yaptığını öğrenince ortamızda soğukluk meydana geldi. Kendisi ile en son 7 Temmuz 2021 günü görüştüm. O tarihten sonra bir daha yüz yüze görüşmem olmadı” sözlerini kullandı.
“5 milyon dolar alacağımı istedim, bana 2 milyon tl teklif etti”
10 Temmuz günü F.C. ile görüştükten sonra, İstanbul Etiler’deki konutuna geçtiğini, burada 1-2 saat kaldıktan sonra şehirlerarası yolcu nakliyatı firması ile Gelibolu’ya gelerek otogarda indiğini tabir eden Akçekaya, dedi.
“Gövdesinin sol kısmında bıçak saplıydı, bana, Ufuk yardım et diye seslendi”
‘İstanbul’a döndükten sonra, F.C.’nin 12 Temmuz günü sabah saatlerinde kendisini tekrar toplumsal medya üzerinden aradığını ve ‘Önceki gün gitmemişsin, bugün git ki hepimiz para alalım’ dediğini söyleyen Akçekaya, sözünde ayrıyeten şu tabirlere yer verdi:
“F.C.’yi arayarak, bana kumpas kurdunuz dedim”
Kıyafetlerindeki kan lekesi çıkmadığını, hava sıcak olduğu için kıyafetlerini değiştirdiğini de belirten Akçekaya, otobüsle meskenine dönüp, F.C.’yi arayarak, ‘Bana kumpas kurdunuz’ dediğini söyledi. ‘F.C.’ye bana niçin bu türlü yaptın’ diye sorduğunu belirten Akçekaya, “Bana, ‘Seni bıçaklattığı grup Nazmi’den olağanda mahpus cezası almayacakları garantisi aldıklarını lakin buna karşın 5 yıl mahpus cezası aldıklarını söyledi. Bunun çözülmesinin gerektiğini, zira diğer yatarları olduğunu da belirtti. Bu nedenle Nazmi Arıkan’ı ortadan kaldırarak seni de dolaylı olarak ortadan kaldırmış olarak bunu hallettik’ dedi. Sonra birbirimize karşı bağırınca F.C. telefonu kapattı. Ben o gün akşam toplumsal medya hesabımdan canlı yayın yaparak birkaç yüzeysel bilgi verdim” dedi.
Ayrı başka ağırlaştırılmış müebbet mahpus istendi
Ufuk Akçekaya’nın Nazmi Arıkan’ı öldüreceğini ya da öldürülmesi emeliyle tetikçi tutacağını söylediği bir şahidin tabiri de iddianamede yer aldı. Şahit beyanları ve HTS kayıtları dikkate alındığında Akçekaya’nın öldürme hareketine evvelden karar verdiği, karar verdikten sonra keşif yaptığına vurgu yapıldı. Sanığın, Arıkan’a yönelik olan taammüden öldürme aksiyonunu tasarlayarak gerçekleştirdiği belirtildi. Ufuk Akçekaya’nın, Nazmi Arıkan’ı öldürdükten sonra bu durumun ortaya çıkmasını engellemek gayesiyle Arıkan’dan telefonla haber alan sürücü Şerif Eker’in gelmesini beklediği, Eker’i de cürmün ortaya çıkmasını engellemek gayesiyle öldürdüğünün altı çizildi.İddianamede sanığın Arıkan ve Eker’e yönelik olarak canavarca hisle taammüden öldürme hatasını Arıkan’a yönelik olarak ‘tasarlayarak’, Eker’e yönelik olarak da kabahati gizlemek ve ortaya çıkmasını engellemek hedefiyle işlediği belirtildi.Alınan sözler ve toplanan kanıtlar ışığında savcı, sanık Ufuk Akçekaya için Nazmi Arıkan istikametinden ‘tasarlayarak canavarca hisle yahut eziyet çektirerek taammüden öldürme’, Şerif Eker tarafından ise ‘canavarca hisle yahut eziyet çektirerek bir hatası gizlemek yahut öbür bir cürmün kanıtlarını gizlemek ya da yakalanmamak maksadıyla taammüden öldürme suçundan’ başka ayrı ağırlaştırılmış müebbet mahpus talebinde bulundu.(DHA)