Sözcü muharriri Aytunç Erkin, bugünkü yazısında, İmamoğlu’nun dün yaptığı açıklamasını kıymetlendirdi. Açıklamadan sonra telefonuna “Bazı şeyler başladı artık” iletisi geldiğini söz eden Erkin’i yazısı şöyle:
“28 Mayıs seçimlerine üç gün kala Ankara havasını güzel koklayan bir bürokratla konuşuyordum:
‘Hamleleri uygun izle! CHP ve İYİ Parti kurmayları 29 Mayıs sabahına hazırlanıyor. Kemal Bey de Meral Hanım da seçimin kazanılmama ihtimali üzerine çalışmalarına başladı. 28 Mayıs seçimleri yaşanmadan İYİ Parti kurultay kararını aldı ve parti içi uğraşın düğmesine basıldı. Daha sonra da alabilirdi kongre kararını ancak beklemedi. Akşener havayı koklamadan bu kararı almazdı. Kılıçdaroğlu ise ‘seçim kaybedilirse’ seçeneğini planlamasının ön sıralarına koydu ve parti içinde daha evvel kaybettiği ‘milliyetçi’ kanadı da Ümit Özdağ üzerinden susturdu. ‘Yapılacak her şeyi yaptım’ bildirisi verdi. İki isim de 28 Mayıs’tan çok sonrasını düşünüyor.’
Bu durumu en yeterli anlatan açıklamayı -seçim sürecinin gürültüsü arasında duyulmadı- Memleket Partisi başkanı Muharrem İnce, 28 Mayıs’tan iki gün evvel toplumsal medya hesabından yaptı:
‘… Yaylarımızı kırdık, kirişlerimizi parçaladık, kılıçlarımızı taşa vurduk. Ölen olduk, öldüren olmadık. Halkımıza palavra söylemedik, hileye başvurmadık. Terör örgütlerinin hain planlarına karşı dik durduk, boyun eğmedik. Herkesi üçüncü yola; akla, adalete ve ahlaka çağırdık, fettan sesimizi kıstı, duyulmadık. Vazgeçtik mi? Asla! Pazartesi günü üzerimizi çırpıp tekrar başlıyor, ‘İçimizde Cumhuriyetin neşesi’ ile yollara düşüyoruz. (26 Mayıs 2023/Muharrem İnce toplumsal medya hesabı)’
Ki… Muharrem İnce, seçimden bir gün evvel belediye liderlerinin, eski çalışma arkadaşlarının hatta partisinde saydığı kıymetli isimlerin ‘Kılıçdaroğlu’na dayanak açıklaması yapalım’ telkinlerini de kabul etmedi. ‘Kırgınlığını’ net bir lisanla tabir etti! (NOT: İki gün içinde de CHP’ye yönelik iletilerini net bir halde basın toplantısıyla dinleyeceğiz İnce’nin)
Yankı odasının bukalemunları
Neden bu kulis bilgileri ve tespitlerle başladım.
Çünkü ‘ikinci çeşit öncesi muhalefette seçim öncesi kabul edilmiş bir sonuç vardı’. Sokak tahminen de daha fazla inanıyordu.
Bir not daha: Seçimlerin ikinci tipine kalacağı konusunda B ve C planı olmayan muhalefetin parti içinden yükselebilecek seslere karşı B ve C planı hazırladığını anlıyoruz. Keşke bu planlar, sokağın sosyolojini okumak için yapılsaydı, yankı odalarından gelen seslere kulaklar tıkansaydı, parti sözcüsü üzere davranan gazetecilerin tespitleri (o yankı odasındakiler bukalemun üzere, seçim gecesi Kılıçdaroğlu’nu çabucak sattı) yok sayılsaydı… Bir tarafta da ‘yapmayın, etmeyin’ diyenlerin ‘linç’ edildiğini, ‘o seçim bu seçim değil’ diyerek susturulduğunu da gördük. Hatta ben ve benim üzere ‘Altılı Masa’nın kurulması ve sonrasında izlenen siyasetler yanlıştı” diyen birkaç kişiyi “mahalleden atmakla’ bile tehdit eden bir güruh olduğunu da biliyoruz!
Diyeceksiniz ki, ‘Devlet topuyla tüfeğiyle geldi, adil olmayan bir seçim vardı’!
Doğru!
Bunu da CHP lideri Kılıçdaroğlu başta olmak üzere birçok kişi daima söyledi ve seçim mağlubiyetinde de lisana getirdi. Tekrar etmeye gerek yok.
Ancak futbol lisanıyla ‘Hakemi de yeneceksin’ o zaman!
Onu da yenmek için ‘doğru hat’ gerekiyor.
Neoliberalleri dinle, HDP’yi kilit parti durumuna getir, helalleşme ismi altında partiyi sağa, Meclis’te de 403 sandalyeyi muhafazakar-milliyetçi cenaha teslim et, birinci tipten sonra panikle ‘milliyetçi’ bir sınır kurmaya çalış, Atatürk vurgusunu öne çıkart ve seçmene inanç verme!
Bir örnekle açmakta yarar var…
Akşener’in ‘kilit taşı’ okuması ve İmamoğlu’nun videosu
Meral Akşener ısrarla şu cümleleri kurdu:
‘… Bakın Türkiye’de uzunca bir vakittir bizi Cumhur İttifakı bileşenleri ve o onların taraftarı HDP ile terbiye etmeye çalışıyor. Bu kelimeyi özel olarak seçtim. Bu ortada da kendini HDP’nin de üzerinde işveren üzere gören, muhalif ekibin içinde onlar da bizi HDP ile terbiye etmeye çalışıyor.’
‘… İkincisi daima olarak etnik aidiyet üzerine yapılan tariflerle konuşuluyor. Artık Kürtlerin rencide edilmemesi, incitilmemesi üzerinde dururken, bu ortada da 10 seçmenin 2’si Kürt 8’i Türk, Türkler hiç konuşulmuyor? Türkler kime oy verecek? Bunun son derece yanlış, Türkiye’yi ruhen bölen bir davranış biçimi olduğunu düşünüyorum. Artık malum çevrelerin ümit bağladığı sistemleri, anahtarları İYİP ortadan kaldırdı. İYİP bugün Türkiye’nin kilit taşı durumundadır. (6 Eylül 2022/Yeniçağ TV)’
Tespit yapalım:
Akşener’in bu okuması sosyoloji üzerindendi. Bir tarafta HDP’yi ‘yücelt’ öteki tarafta ‘milliyetçileri’ unut! Sonra ikinci cinste, MHP-İYİ Parti-Zafer Partisi-Sinan Oğan’ın yüzde 27’yi yakalamasıyla ‘gerçekle’ yüzleşildi fakat geç kalındı.
Tartışmalar sürecek, tahliller yapılacak!
Ancak…
Dün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sabah saatlerinde yayımladığı toplumsal medya görüntüsü ‘yeni bir sürecin’ işaretini verdi:
‘… Her alanda, her ortamda değişim… Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç asla beklemeyeceğiz artık. Tıpkı 38 yaşındaki Mustafa Kemal Atatürk üzere tıpkı 21 yaşındaki Fatih Sultan Mehmet üzere yapacağız. Bana inanın yolumuz uzun, gençliğimiz var, inancımız tam ve bana itimadın.’
Bu açıklamadan sonra telefonuma bir ileti düştü, ‘kimden?’ diye sormayın. Bildiri kısa ve netti: ‘Bazı şeyler başladı artık.’
Bu ortada bir not daha:
Millet İttifakı devam edecek mi? Onu da 24-25 Haziran’da Akşener’in İYİ Parti kongresinde yapacağı açıklamalardan daha yeterli anlayacağız.